23 Mayıs 2012 Çarşamba

Anneler ve Kızları


Çocuk oldum yine ben… Neden bilmem hep annelerdir birisi hastaneye yattığı zaman refakatçi kalan. Beş-altı yaşındaydım. Hayal meyal hatırlıyorum kabakulak olduğum zamanı. Bir hafta kadar hastaneye yatırmışlardı beni. Bir hafta boyunca gece gündüz her gözümü açtığımda bana bakan aynı çift göz kimseye bırakmadı nöbeti.

Duru doğdu, gün ve gece arasında bir fark yoktu henüz onun için. Bizim de ona ayak uydurmamız gerekiyordu. Benim o zaman düştüğüm yanılgı gibi bebek mi size ayak uyduracak sanıyorsunuz? Anneyle baba arasındaki fark burada başlıyor sanırım. Biz hemen kendi kurallarımızı koymayı düşünüyoruz. Anneler önce kayıtsız şartsız teslim ediyorlar kendilerini bebeklerine. Gece ve gündüzü siliyorlar onlarda.Sonra bebeklerinin sonsuz güvenini kazanıp yavaş yavaş öğretiyorlar ona hayatı.

Gece Duru ağladığında yanlarına gittim birkaç sefer. Anneannesi her defasında uyanık yanı başındaydı kızının ve torununun. Sanırım bu anneler ve kızlar arasındaki bir nevi “son ders”ti verilmesi gereken. Duru hastalandı birkaç ay sonra. Ateşi 39 derecelerde gezindi. Üç gün gözünü kırpmadı Selcan. Ben artık anlamaya çalışmaktan vazgeçtim.

Dün ameliyat oldu annem omzundan. Annelerin bir başka görevi de biz sürekli şikayet ederken ağrıyan başımızdan, kıçımızdan heryerimizden; onlar sessizce biriktirip ağrılarını beklenmedik bir günde “önemsiz bir şey, merak etme, basit bir operasyon” derler. Oğullarında başlıca görevi inanmaktır bunlara. Çıkınca ameliyattan hayatında ilk defa gözümün içine bakarak “canım çok yanıyor” dedi. Ne var bunda ben 30 yıldır bin defa söylemişimdir anneme bunu. Peki bin defa aynı ateş düştümü onun içine de… Kendime bela okudum bütün gece…

Annemdir bizde de her zaman hasta refakatçisi. Hangimiz yatsak o yatağa biliriz gece annemin yandaki koltukta oturacağını. Ziyaretçiler gelir, ikramı da başkasına bırakmaz. Dün ablam refakatçi kaldı hastanede. O da dört yıl önce annemden “son ders”i almıştı Sarp doğduğunda. Herkesle ilgilendi, kağıttan yaptığımız külahın içine Sarp için ceviz koydu, “çok iyi anneannen, uyuyunca kolu iyileşecek” dedi, boşalan kurupasta tabaklarını doldurdu…
Sonra Derya’yla göz göze geldik. Yedi aylık hamile haliyle bir yandan gözünden yaş akıyordu, ama beni görür görmez de bir çocuğu teselli etme içgüdüsüyle hemen gülümsüyordu bana. Sonra annesiyle bakıştılar. Yakında onlarda anne kızın en değerli anlarını paylaşmaya başlayacaklardı.

Bense yeniden çocuk oldum o odada. Herkesin gözlerinden kaçırdım gözlerimi, babamı izledim örnek almak için ve kısa cevaplar verdim tüm sorulara. Bugün annemle konuştum telefonda. “Merak etme iyiyim.” dedi. Yine çocuk olduğum için inandım hemen.

2 yorum:

  1. Gecmis olsun bariscim, hayirdir omuzdan ameliyat, kaza bela yok umarim. Selamlarimi ilet annene lutfen...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sağol Meriçcim. Kaza değil, omzunda kas yırtılması varmış. Biraz acil bir ameliyat oldu. Ama düzeliyor şimdi.

      Sil