12 Ağustos 2013 Pazartesi

Ölümü Anlatmak

Neyse ki bunu yapmak zorunda kalmayacağımız kadar küçüksün güzel kuzum. Babanın anneannesi Ayşe Ortunç Şeker Bayramının son günü, 10 Ağustos 2013 Cumartesi sabaha karşı 03.20’de aramızdan ayrıldı. Bana şu anda düşen onun güzel hatırasını seninle paylaşıp adının nesiller boyunca hatırlanmasına katkıda bulunmak.

Hatırlamayacaksın biliyorum ama sen tanıştın onunla. İzmir, Hatay’da küçük bir apartman dairesinde yaşardı ve İstanbul’dan İzmir’e gidebildiğimiz zamanlarda annenle birlikte onu ziyarete giderdik. Yalnızca onun evinde hem sen hem de ben ‘kuzum’ diye anılırdık.



Ben 12 yaşımdayken kaybettiğimiz dedem Mehmet Ortunç’un yanına uğurlandı anneannem.

Her anne babanın en korktuğu anlardan biridir ölümün ne demek olduğunu çocuğuna anlatmak. Forest Gump filminde Forest annesinin hasta yatağının başına gider ve sorar ona:
-                             - Neden ölüyorsun anne?
-                             - Çünkü sıram geldi birtanem. Ama sakın korkma. Ölüm de yaşamın bir parçasıdır.
...



Sanırım bir bayram günü. Bahar Halan kırmızı rugan ayakkabılarını giymiş, Derya Teyzen dedemin kucağında, benim üzerimde paçası lastikli sarı pantolon. Burası yukarıdaki resimde fotoğraf çekildiğin evin arka balkonu. 

İnsanlar hayattayken bedenleri, sesleri, duygularıyla var olurlar. Öldükten sonra eğer hayatlarında insanlar üzerinde bir iz bıraktılarsa adlarıyla sürdürürler varlıklarını. Bugün kişiliklerimizde dostluk, aileye bağlılık, kin tutmama, hayata karşı merak gibi erdemler var ise bunda anneannemin rolü büyüktür. Bu yüzden onun adını sen de hep hatırla.

Not: Eğer dilersen bu yazıyı okuduktan sonra onun geçmişine bir yolculuk yapar Ankara’da geçen çocukluğunun, anne ve babasının, kardeşlerinin, dedemle tanışmasının hikayelerinin birlikte peşine düşeriz.