9 Nisan 2021 Cuma

HİKÂYE ANLATMAK




Hikâye anlatmak bence insanoğlunun en önemli yeteneklerinden biri, hatta belki en önemlisi. Bu yeteneğini ne kadar geliştirirsen o kadar başarılı ve mutlu oluyorsun hayatta. Sadece yazarlık olarak düşünme; bir yönetmen, bir yönetici, bir moda tasarımcısı, hatta bir doktor olsan bile, işinin en iyisi olmak için iyi bir hikâye anlatıcısı olmak insana büyük avantaj sağlıyor. İyi hikâye anlatıcısı olmak için gelmiş geçmiş en iyi hikâye anlatıcılarının eserlerine hâkim olmak gerekmez mi?



Burada daha önce yazdığım listelerde hep kitap sayılarına dikkat etmiştim hatırlarsan. Bu güne kadar 200 kitaplık listemiz olmuştu. Çok kitap okumak elbette önemli, Microsoft’un kurucusu Bill Gates yılda ortalama 50 kitap okuyormuş. Hala kendi kişisel bloğunda kitap tavsiyelerini bulabilirsin. Tesla’nın kurucusu Elon Musk gençken günde 10 saat bilimkurgu kitapları okurmuş. Büyük ihtimalle bugün uzaya gönderdiği roketlerin hayalini o kitapları okurken kurmaya başlamıştı. Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg de kendine yılda 25 kitap okuma hedefi koyuyormuş.



Artık sadece kaç kitap okuduğundan çok, okuduğun kitapların niteliğine odaklanmayı düşünüyorum. Kitapları üç ana gruba ayırabiliriz: kurgu, kurgu dışı (olmayan) ve şiir kitapları. Bu güne kadar okuduğun kitapların tamamı kurgu kitaplardı. Kurgu, hayal gücü ile yaratılan eserlerdir. Kurgusal dışı ise gerçek olaylar ve gerçek insanlar hakkında yazılanlardır. Benim okuduğum bilim kitapları, gerçekten yaşayan ya da yaşamış insanların hayatlarının anlatıldığı biyografiler, tarih kitapları, incelemeler mesela bu kategoridedir. Zamanı gelince ilgini çekecek konular hakkında kurgu dışı kitapları sen kendin seçeceksin zaten. Derslerin için araştırma yaparken de okuman gerekebilecektir. Ama o zaman gelene kadar biraz daha kurgu dünyasındaki yüzlerce seçenek arasından elinden gelen en fazla şekilde okumak olmalı. Dünyanın en önemli romanlarından Ulysses’in yazarı James Joyce “Hayat, kötü bir kitabı okuyamayacak kadar kısadır” demiş. Ne kadar doğru… 


    

Bahsettiğim gelmiş geçmiş en iyi hikâye anlatıcılarının 20 tanesinin 20 kitabını 18 yaşına gelene kadar okuyabileceğin şekilde dağıtmaya çalıştım. Bu listenin daha çok uzaması gerekir elbette, atladığım birçok üst düzey hikâye anlatıcısı var. Zaten sen de 18 yaşına gelene kadar sadece bu 20 kitabı okumayacaksın elbette, ama okuduğun her kitabı benim seçmem doğru olmaz, sen de ben de bunu istemeyiz. Ancak bu 20 kitabı 18 yaşına kadar okuman bence yetişkinlikte iyi bir hikâye anlatıcısı olmak için sana harika bir temel oluşturacaktır.  Bu liste onlarca kez değişebilir, kimi kitaplar öne gelir, kimi ötelenir… Benim umudum bu kitapların tamamını 18 yaşını doldurana kadar okuman. O günün koşullarıyla ne olur bilemem, sınav seneleri genellikle anne-babalar çocukları kitaba zaman harcamasın, derslerine odaklansın isterler. Belki ben de o gün öyle düşünürüm ama bu gün en zorlu sınav senene Kayıp Zamanın İzinde'nin ilk kitabıyla, Ulysses'i yazmak geldi içimden.



Bu bugüne kadar yazdığım listelerin en kısası olabilir ama bence en önemlisi(ve en zor hazırladığım). Bu kitapların ilk ikisi ve toplamda 13’ü evimizde var. Sütunun en solundaki kitapları yaklaşık kaç yaşında okuyabileceğini görebilirsin. Bu yaz bitene kadar hedeflediğim kitaplar Şeker Portakalı, Çocuk Kalbi ve Pal Sokağı Çocukları. Keşke senin yaşında olsaydım ve bu üç kitabı ilk defa okuma şansına sahip olsaydım. Her birini bitirdiğinde ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksın. Sana şimdiden keyifli okumalar canım kızım.  



 





8 Şubat 2021 Pazartesi

KARAVANDA BİR GECE

Seninle uzun zamandır hayalini kurduğumuz tatili 1 gece de olsa yapabildik. Karavanda uyuduk, kamp ateşi yaktık, hatta marşmelov kızarttık. Eve döndüğümüzde tüm kıyafetlerimiz, ayakkabılarımız çamura bulanmıştı ama buna değdi.



Ara dönem tatilinde pandemi ve sokağa çıkma yasakları yüzünden hiç bir plan yapamamıştık. Çeşme'ye gitmek de bu kadar yasak varken, havuz boşken ve internet yokken hiç mantıklı gelmemişti. Benim de aklıma bu seçenek geldi. 



Ben bize yer ayırtırken tatil öncesi 1-2 gün hafif yağmurlu gösteriyordu, ama tatil günü güneş açacaktı. Ne yazık ki o hafif beklenen yağmur tam üç günlük felaket bir sağanağa dönüştü, sel seli götürdü. Kampa gideceğimiz gün ise sanki mevsim ilkbahara döndü. Yemeklerimiz, kamp ateşi için odunlarımız, müziğimiz ve tabi ki marşmelovlarımızla hiç eksiğimiz yoktu. Hatta hemen arka karavanda evlenme teklifine bile şahit olduk, harika bir anı oldu. 



Kamp yeri Seferihisar, Sığacık'ta. Oraya kadar gitmişken Teos Antik Kentini gezelim dedik. Güzel havada uzun keyifli bir yürüyüş rotası oldu orası da. Oradan çıkışta birkaç saatliğine Çeşme'ye uğrayıp evimize geri döndük. Şu kamp işini sanki hepimiz seveceğiz. Daha fazla araştırıp, başka güzel yerler bulalım.    



       

15 Ocak 2021 Cuma

STELLA

 



Yıllardır beklediğimiz gün 13 Ocak 2021'miş. Annenin kedi korkusu, köpek beslemenin büyük zahmet ve ilgi istemesi bizi hep sürümcemede bırakıyordu. Selcan sonunda dayanamadı ve kediye olur dedi. Kediden korkmak  bir insanın zaafı değildir bence, ama çocuklarının arzusunu kıramayıp, kendi korkusunun üzerine gitmenin büyük fedakarlık olduğunu çok iyi biliyorum. Bu yüzden benden çok anneniz büyük bir teşekkürü hakediyor.



Bu güzellik 02 Kasım 2020 doğumlu. Hep birlikte "Stella" adına karar verdik. Bizimle birlikte geçireceği sağlıklı, mutlu ve huzurlu uzun bir ömrü olsun.