16 Nisan 2012 Pazartesi

Beraber uyuyalım mı?

Uyku biraz uyku tüm isteğim buydu diye haykırmışım, Duru henüz 3 aylık ben uykusuzluktan zombie gibi geziyorum ortalıklarda. Bugün itibariyle 8 ay 2 haftayı deviriyoruz. Şaka gibi! Nasıl hızlı geçmiş son 5 ay geriye dönüp baktığımda.


Uykusuzluk yerini kesintisiz uykulara bıraktı mı? Henüz hayır. Ya biz alıştık bu duruma (biz diyorum çünkü bizim evde sadece uykusuz bir anne yok, anneye destek uykusuz bir baba da var. İyi ki de var!) ya da Duru'nun verdiği enerji uykusuzlukla emilen enerjinin yerini alıyor. Her akşam 19:30 en geç 20:00 gibi uyuyor Duru. Düzeni bozmamak için koştur koştur evin yolunu tutuyoruz dışarda olsak bile o saatlerde. Gece 1 kere uyanıp emziriyorum sonra cup yatak sonra sabah 06:45-07:00 itibariyle maile ayaktayız. Normalde o saatlerde çapaklarımı silemeyen ben Duru sayesinde yatakta oyunlar oynayıp gülümseyen birine dönüşebiliyorum. Mutasyon geçiriyorum resmen. Çocukların ne kabına sığmaz bir enerjileri var ve size bunu geçirebiliyorlar. Mis gibi kokuları sarhoş ediyor insanı.


İlk günden itibaren uyku düzenini oturtmaya çalışıp mümkün oldukça onu yatağında uyutmaya dikkat eden biz sabahları yatağında uyandığında o gülümsemeye karşı koyamıyoruz ve yatağımız kısa süreliğine 3 kişilik oluveriyor. Bizi görünce çırpılan ayakları ve yüzünü kocaman kaplayan gülümsemesi, güldükçe kısılan caponize gözleri ile Duru yaka iğnesi yerine yatağımızın mini misafiri sınıfına terfi etti. Her sabah sevgilim iş için hazırlanırken biz kızkıza oyunlar oynayıp yatağın sol köşesinden sağ köşesine  eş zamanlı yuvarlanarak kikirdiyoruz. Yastık savaşları ve pijama partileri çok uzak görünmüyor!


Bazen de oyun oynamaktan bitkin düşüp işte böyle uykuya dalıyoruz...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder