6 Nisan 2012 Cuma

İlk Uçak Yolculuğu! Baby on board...

Epey zaman oldu bloga yazmayalı. Sakın ihmal ettik sanmayın (Meriç'cim bu senin için:)) yoktuk bir süre buralarda. 25 derece olan İzmir'e ve mis kokan anneanne evine 15 günlük bir yolculuk yaptık. Bakıcımız 15 günlük yıllık iznini kullanmak isteyince bize de İzmir yolları gözüktü.


Duru'nun en gazlı döneminde uzun bir araba yolculuğu yapmıştık ancak uçak yolculuğu bizim için yeni bir kavramdı. İstikamet İzmir anneanne evi olunca nispeten az (!)eşya ile yola çıkacaktık en azından öyle umuyorduk.


THY'den biletlerimiz alındı. Duru 8 aylık olduğu için 0-2 yaş bebekler için olan segment'den yolculuk edecek yani uçakta eğer boş koltuk varsa ana kucağı ile yoksa benim kucağımda yani gerçek ana kucağında gidecekti. 10 kg ve bir puset hakkı vardı kuzumuzun. Yolculuk için listeler yapıldı ve hazırdık yola çıkmaya:



  • Valize bolca kıyafet, en sevilen oyuncaklar, kremler, ilaçlar, fotoğraf makinası konuldu.
  • Yolculukta yanımıza alacağımız çantaya ise favori oyuncaklarımız, parmak kuklalar, kulaklarının tıkanmaması için yolculuk öncesi uygulanmak üzere serum fizyolojik, paranox fitil(huzursuzluğa karşı), biberonda verilmek üzere rezene, yedek emzik, bez, ıslak mendil ve yedek 1 parti kıyafet özenle yerleştirildi.Bazı doktorlar öksürük şurubu tavsiye ediyorlar ama bizim doktorumuz önermediği için almadık yanımıza. İniş ve kalkışta emziren anne görev başına!
  • 1 puset hakkımız olduğu için pusetimiz kendi kocaman çantasına yerleşti ve bagaja verilecek. Kuzuyu kanguruda gezdireceğiz havalanında.
  • Barışla benim içinde tek valiz yapıldı. Kuzunun eşyaları yanında bizimkiler devede kulak!

Duruyu bir akşam önceden en sevdiği ritüelle uyuttuk. Banyo- süt- müzik. Sabah herzamanki gibi 7:00'de uyandı. Herşey yolunda şimdilik. Arabaya yerleştik keyifle yolculuğa hazırız. Kuzu muhtar muhtar etrafa bakınıor yine gezenti ruhu iş başında. Havalanına geldiğimizde Barış kanguruya taktı Duruyu ve tüm havalanındaki süreci öyle geçirdik. Yaptığımız en doğru tercihti çünkü bizimki çevreye bakınırken vakit nasıl geçti anlamadı. Ona gülücük buna gülücük uçuş saati geldi çattı. Uçaktaki tek yanı boş yer 28 numara yani en arka sıra olduğu için herkesin uçağa binip yerleşmesini bekledik. Hem de kabinde geçirilecek süreyi minumuma indirdik bizim kuzu sıkılgandır gelemez öle uzuun uzun oturmalara mızmızlanmasını engellemiş olduk. Uçağa binişimiz efsaneydi! Kuzu herkesi kangurudan tek tek selamlayarak gülücükler atarak babasının önünde asılı arka koltuga kadar ilerledi. Business Class'ta oturan bıyıklı pilota fena takıldık. Bıyıklar ilgilimizi hala çok çekiyor:))


Bebek kemeriyle kendi kemerime bağladım kuzuyu ve görev başına geçtim. Kalkış sırasında kulaklarının tıkanmaması için emzirecektim. Bizimki memeye gömüldü ve unuttu etrafı bir süre seans bitincede bir Barış bir ben en sevdiği oyuncaklarla oyaladık kuzuyu. İstanbul- İzmir zaten hepi topu 45 dakika. Kalkış bitiyor 15 dk sonra inişe geçiliyor. Zaten inişe geçerken memede uyuyakaldı Duru ta ki iniceye kadar. Gözünü inince açtı!


Sıfır mızmızlık ve bol gülücükle tamamladık ilk uçak yolculuğumuzu. Bu bize uzun uçak yolculuğu için cesaret verdi en kısa sürede daha uzuun bir programla karşınızda olacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder