10 Nisan 2012 Salı

Evde Tek Başına İki hafta



Dakika bir gol bir… Benim minik çalar saatime çok alıştığım için daha ilk günden alarmı kurmayı unutup işe yarım saat geç kaldım. Normal zamanlarda geç kaldığımda gerekçe olarak kuzumu gösterdiğim için utançtan yüzüm kızardı tabi…        


Evde Selcan ve Duru’ylayken fark etmediğim detaylarla karşılaşıyordum akşamları. Koltuğun pek oturmadığınız bir ucuna oturunca ‘twinkle twinkle little star’ çalıyor bizim evde… 


Duru’nun yatağının üzerine kurduğumuz, kışın yerlere sürünmesin diye düğüm yapılan cibinlik karanlıkta hırsız gibi görünüyormuş. Bir gece boğuyordum kendisini.


Selcan yatağın içine gece uyandığımda kendi kendime tekrar uykuya dalabilmem için bir-iki tane emzik bırakmış bana.


Sanırım biraların içindeki alkol miktarını arttırmışlar, yoksa bir şişe birada sızacak adam değilim ben…


Bizim televizyon baya gür ses verebiliyormuş. Ben onu hep kadranı 200 km/h gösterip de 70’in üzerine çıkmayan arabalar gibi, üçüncü çizginin üzerinde ses veremez sanırdım…


Duru’nun yatağı bir hafta öncesine göre küçülmüş göründü gözüme, bizim yatak da buzdolabı gibiymiş… 


Bir de, iki hafta uzun süreymiş, onu anladım ben.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder