7 Ağustos 2015 Cuma

Mesafe



Son bir yıldır can çekişen bloğumuzun yeniden canlanmadırma zamanı geldi. Bu sefer biraz uzatabilirim sözü, çünkü birkaç katmanlı olacak yazı. Önce neden bu kadar ara verdiğimizi anlatmam lazım kendimi daha az suçlu hissetmek için. Ardından son bir yılın -elimden geldiğince- kısaca özetini geçeceğim. Sonrada bu geri dönüşün sebebini anlatacağım ki aslında en can alıcı kısım bu ama biraz zorlanacağım için sona saklıyorum.

Bloğa yazı yazarken en çok zorlandığım konulardan biri kime hitap edeceğimi seçmek oldu şimdiye kadar. Kimi yazılarımızı ortaya yazdık, kimilerinde bloğun yazılma amacını hatırlayıp gelecekteki sana hitap ettik ama hep zorlandık sabit bir üslup tutturmakta. İkinci olarak tam gün okulun hayatımıza girmesi sanırım günlerimizi çok daha rutin bir hale getirdi. Geçen sene varla yok arasında gidip gelen okul sürecinin eksikliğini bizler doldurmaya çalışırken bu sene Meşe Palamudu Anaokulu hayatımızı doldurdu. İnsan bloğa yazı koyacağı zaman daha farklı şeyler anlatmak istiyor ve sanırım o farklılıkları pek bulamadığımız için yazmayı bıraktık uzun zamandır.

Neler değişti bu bir sene içinde? Her şeyden önemlisi Gül Ablamız hayatımıza girdi. Nazar değmesin, elimiz ayağımız oldu yaşamımızda tüm anaçlığıyla. İkinci önemli gelişme sanırım doğduğun günden beri çektiğin üst solunum yolu rahatsızlıkları ve orta kulak enfeksiyonundan kurtulabilmen için seni iki yıldır kaçırdığımız geniz eti ve kulak zarı çizdirme ameliyatını atlatmış olman. Okula gidip gelirken kullandığın servisin seni çok gezdirmesine kıyamadığımız için Mehmet Amca'nla okula gidip gelmeye başladın. Bak, söylemeyi unutuyordum neredeyse: bu sene Tan Sağtürk bale okuluna başladın ve hayatının ilk karnesini de buradan aldın. Önümüzdeki sene de devam edeceğini tahmin ediyorum bir aksilik olmazsa, çünkü çok severek gidiyorsun. Karşı komşumuz Ela en yakın arkadaşın oldu, hem okulda hem de sokak oyunlarında. Hatta birlikte, Ela'nın annesi Sepin'in ayarladığı bir yoga öğretmeni ile haftada bir gün yoga bile yapıyorsunuz. Levazım Muhtarlığının arkasındaki park sana artık küçük geldiği için Zorlu'nun parkını çok sevmeye başladın. Gerçi bir defa başını vurdun, bir defa da ayağın ters döndüğü için neredeyse 10 gün ayağının üzerine basamadın ve biraz ara verdin ama hala Zorlu senin favori mekanın. (Tabi bunda zemin katta açılan şeker-çikolatacının payı da büyük) Bir çok gösteriye gittin bu sene. Madagaskar'a bayıldın, Buz Devrini izledin, Küçük Kara Balık sayesinde İstanbul Devlet Tiyatrosuyla bile tanışmış oldun. Okuldaki kostümlü partilerden birinde cadı (bunda çok eğlendin) diğerinde Süperkız oldun. Evde veteriner, Elsa, Kelebek gibi başka bir sürü kostümün var artık. Elsa kostümünü yazınca aklıma geldi; anneannen ve Ramazan Dedenle birlikte Yiğit dayını ziyarete gittik İngiltere'ye. Önce Winchester, sonra'da Londra'yı gezdik; Elsa kostümünü de orada Disney Shop'tan aldık. En çok da LondonEye'ı beğendin.Biz de bir yıldır sana yeni okul araştırıyoruz. Çok okul gezdik, eğitim ağırlıklı bir çok yerle görüştük ama bir sene daha oyuna doy diye biraz daha oyun ağırlıklı olacağına inandığımız Free Steps'i tercih ettik. Umarım güzel bir yıl geçirirsin orada. 

Bir yılı bir paragrafta ancak bu kadar özetleyebiliyorum. Belki annen de yorumlar kısmına benim unuttuklarımı ekler. 

Şimdi geldim geri dönüşün nedenine... 4 yıldan beri, sen 12 günlükken işe başladığım Zincirlikuyu'daki Çiftçi Towers projesinde çalışıyordum. Hem senin, hem benim hem de annen için çok iyi bir fırsattı bu iş. Eve yürüme mesafesindeydi, işten erken çıkabildiğim için çalışan hemen her babadan daha çok vakit geçirebildim seninle. Ama artık daha rahat bir geleceğimiz olması için birazcık daha fazla çalışmam lazım ve ne yazık ki bunu bir süre evden uzakta yapmam gerekiyor. Bir süre Cezayir'de çalışacağım. 3 ayda bir 1 hafta gelip annen ve seninle hasret gidereceğim ve tabi ki her gün telefonla daha doğrusu senin favorin "FaceTime"dan görüşeceğiz. Sana annenle çok güzel bir atlas alıp üzerinde deve resimleri olan ülkeye gideceğimi söyledim. Bana mektup yazacağını ve annenle postaneden yollayacağına söz verdin.Heyecanla bekleyeceğim. 3 Ağustos saat 13.00'da İzmir'den Ankara'ya uğurladınız beni. Sanırım 12 Ağustos'ta Cezayir uçağına biniyor olacağım. Bu yazıyı biraz duygusal yazdığıma bakma, 2Ç1B yazılarına eski neşesiyle hatta eskisinden de neşeli bir şekil de devam edecek. 

Seni çok seviyorum kuzum ve şimdiden özledim...

2 yorum:

  1. Merhabalar, freestepsten memnun kaldınız mı?

    YanıtlaSil
  2. artık bence burası on yaşında olmalı baba

    YanıtlaSil