3 Eylül 2012 Pazartesi

Allerjik Aile


Ben Romanya’da çalışıyorum 5 sene kadar önce. Selcan skype’ta konuşurken “benim dudağım şişiyor sanırım” yazmıştı birden. Ece ve Barış’ın anlattığı kadarıyla o akşam hastaneye gittiklerinde Hitch’teki Will Smith’in yüzü gibi şişmiş Selcan’ın yüzü. Ben de 25 yaşına kadar allerji nedir pek bilmezdim. İstanbul’da bir bahar günü havada uçan tozları hayran hayran izlerken onların benim için yaptıkları hain planlardan haberim yoktu. O gün bu gündür herkesin en sevdiği kapkara yağmurlu günlerden sonra gelen eşsiz bahar günleri benim için kabus olmuştur.

Konuştuğumuz doktorlarda bebeklerde allerjiyi genetik olarak tanımlıyordu. Yani bizim gibi bir çiftten allerjik olmayan bir bebek dünyaya gelmesi biraz zordu. Duru yaklaşık 3 aylık olmuş, kolik atakları kaybolmaya yüz tutmuş ve nispeten rahatlamıştık. Sonra vücudunda giderek yayılan kızarıklıklar ve döküntüler farketmeye başladık. Öncelikle bir kan testi yapıldı. İlk bakılan şey süt allerjisiydi ama testte çıkmadı. Ama işin kötü tarafı testte çıkmaması süt allerjisi ihtimalini tamamen kaldırmıyordu masadan. Konulan teşhis “Atopik Dermatit”. Daha çok bebeklerde görülen bir çeşit egzama. Vücudun sürekli nemlendirilmesi gerektiği, banyo sayılarını azaltmamızın faydası olacağı gibi uyarılar geldi. 

Döküntüler kontrol altına alınmıştı ama tamamen de geçmiyordu. 6. ayı doldurduktan sonra Aptamile başlattı bize doktorumuz. İşte o zaman döküntüler neredeyse yara haline geldi. Doktorumuz 3-4 gün kadar çok yüzeysel olarak kortizonlu krem kullanacağız, merak etmeyin 5 güne kadar kana karışmaz dedi. Kullanmazsak ve allerjisi ilerlerse ileride astıma çevirebilceğini söyledi. Çok gönülsüz ve moralimiz bozuk olarak kullandık kremi 3 gün ve neyse ki toparlandı. Ama biz artık daha fazla önlem almamız gerektiğine karar verdik ve bebeklerde allerji ve beslenme uzmanı bir profesörün kapısını çaldık. Doktor o dönemde sıklıkla karşılaştığımız kabızlığı da diğer belirtilerin yanına koydu ve Duru için “çoklu besin allerjisi” tanısı koydu. Elimize uzun bir liste verdi:

   
  1.    Duru’nun maması allerjik bebekler için özel üretilen Neocate ile değiştirildi. Geri kalanlar Selcan’ın yasaklı listesi
  2.    Her tür süt ürünü
  3.    Çiğ domates
  4.    Yumurta beyazı
  5.    Fındık – fıstık
  6.    Susam, tahin (Süt arttırıcı olarak Selcan’a hergün susamlı krokan, tahin-pekmez yediriyorduk)
  7.    Turunçgiller
  8.    Çilek – böğürtlen gibi meyveler ve bunların reçelleri (o zaman kullandığımız süt arttırıcı hamile çayı ve Duru’nun kabızlığı için kullandığımız Biogaia damla böğürtlen aromalı olduğu için yasaklandı) 


Duru ile ilgili en büyük problem Aptamil gibi tadına bayıldığı bir mamayı bırakıp, bebeklerin çoğunun nefret ettiği Neocate’e geçmek oldu. İlk olarak içine biraz pekmez karıştırdık ama banamısın demedi, vinç gelse ağzını açamayacak haldeydik. Sonra Starbucks’tan vanilya şurubu aldık ve mama kabusu sona erdi.

Asıl eziyet annesineydi. Diğer öğünler hadi neyse, kahvaltılarda sevdiği herşeyden vazgeçmek zorunda kaldı aylarca. 9-10 ay gibi bir gün keçi peyniri, bir gün domates gibi ufak denemelerle normale dönmeye başladı. Hala %100 sınırsız davranamıyor. İnek sütüne hiç başlamadı mesela. Duru’ya da henüz ne inek ne keçi sütü ürünleri veremiyoruz. Bu günlerde yumurta beyazına ve birkaç hafta içinde balık etine başlayacağız.

Diğer blogcu annelerin yazılarındaki “şu yoğurt makinesi çok güzel”; “ben kendi yoğurdumu kendim yapıyorum” gibi yazıları şimdilik imrenerek okuyoruz. Annesinin içinde ceviz kırıntıları olan bir dilim ekmek yediği bir gün Duru’nun tüm vücudunda yarım saatte çıkan döküntüleri hatırlayıp bu halimize de şükrediyoruz.

1 yorum: