21 Mayıs 2011 Cumartesi

“az önce benimki haricinde bir kalp atışı dinledim ben!”


İş yerimden fırlayıp Selcan’ı doktordan almaya gittim. Tam taksiye binecekken omuzuna kocaman bir kuş pisliği kondu... Zaten böyle olmalıydı. Dünyanın bir espri anlayışı varsa bize bu haber böyle gelmeliydi.

İlk ultrason resminde 10.7 mm’ydi 2. Kalp atışı sahibinin.

İnsanlar bebekleri olacağını öğrendiklerinde ne hayaller kurarlar? Biz karyola üstündeki dönenceleri, parmak kuklalarını, masal kitaplarını, Legoları, İstanbul’un en güzel parklarını, yeniden hatırlamamız gereken oyunları düşündük her şeyden önce. En önemli şeyler bunlar değil miydi? Ona ilk bisikletini alırken kendimize de birer tane alır mıyız diye düşündüm içimden.

Acaba ''Finding Nemo'' yu ya da “Lion King” müzikalini o da sever mi bizim kadar? Çıkmaya başladığımızda sinemada ilk gittiğimiz filmin “The Incredibles” olmasına ne der?

Belki anne-baba olmak olgunlaştıracak bizi… Büyüyeceğiz herkes gibi. Ama şu ihtimal de hep var ki, onun dünyasına girip daha da çocuklaşabiliriz belki… Biz her zaman ikincisini tercih edeceğiz… Burası da kanıt olacak hangi yöne gittiğimize. Taraf tutmak yok, mızıkçılık yok. Başlıyoruz boyamaya bu sayfayı…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder