Güzel kızım, sana atlasta develerin olduğu yere gideceğimi
söyledim ama Cezayir’e geldiğimden beri hiç deve görmedim. Onun yerine en çok ne görüyorum biliyor musun;
her elektrik direğinin, ağacın, hatta reklam panolarının üzerine bile yuva
yapmış leylekler.
Şehirlerarası yolların kenarlarında üzerlerinde yenebilir
meyveleri olan dev kaktüslerden çok var. Küçükken bir kez yemiştim Türkiye’de,
çok lezzetliydi. Belki sen de denemek istersin.
Annen sana atlas üzerinden gösterebilir, ben deniz kıyısına
yakın bir şehirde çalışıyorum. Bu ülkenin en güneyinde dünyanın en büyük sıcak
çölü olan Sahra Çölü var. Sanırım deve görmek için oraya gitmek gerekiyor.
Bence artık senin de içinde Sahra Çölü’nün geçtiği o müthiş
kitapla tanışma vaktin geldi. Hani benim okuyup sana verdiğim küçük kitap: “Küçük
Prens.” Bu kitaptaki öyküyü anlatan adamın uçağı Sahra Çölü’ne düşer ve orada
Küçük Prens’le tanışır.
Belki annen sana benim geçen yıl Sarp için aldığım 3 boyutlu
kitabını alır ve sana okumaya başlar. Hem bu sayede bu kitap biraz uzun olduğu
için benim kitap ayraçlarımdan birini de sana veririz ve her gün kitaptan biraz
okuduktan sonra kaldığınız yeri işaretleyebilirsiniz. Okudukça da seninle akşamları kitap hakkında
konuşuruz, olur mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder