Emre:
Merhaba, hoşgeldiniz!
Can: Hoşgeldiniz!
Emre: Nasılsın
Can?
Can: İyiyim, Emre sen nasılsın?
Emre: Ben de iyiyim. Kendini nasıl
hissediyorsun bugün?
Can: Nasıl mı hissediyorum? Bilmem, iyiyim
işte.
Emre: Yani MUTLU musun, ÜZGÜN müsün,
YORGUN musun? Mesela, ben Duru, Selcan ve seninle birlikte olduğum için hem çok
mutluyum hem de yeni oyunumuz için çok heyecanlıyım.
Can: Ben de yeni oyunumuzu
bilmediğim için çok meraklıyım.
Emre:
Harika, demek ki nasıl hissediyorsun
sorusuna verebileceğimzi bir cevap da bu, MERAKLI. Bu gün oynayacağımız oyun da
bu. Nasıl Hissediyorsun?
Can: Çok güzelmiş, peki nasıl oynayacağız.
Emre: Önce sizin için hazırladığım küçük
kartlardakı kızın nasıl hissettiğini tahmin etmeye çalışacaksınız. Hazır
mısınız?
Can: Hazırız!
Emre: Başlıyorum. Bu resimde bu kız nasıl
hissediyor?
Can: Gülüyor. Sanırım bu resim de bu kız
MUTLU.
Emre: Evet doğru Can. Neden mutlu olabilir
sence?
Can: Mesela anneannesiyle dedesi onu görmeye
geldiği için mutlu olabilir.
Emre: Çok güzel Can. Bu mutlu olmak için güzel
bir neden. 2. karta geçiyorum. Sence bu fotoğrafta kız nasıl hissediyor?
Can: Bu fotoğrafta hiç gülmüyor. Sanırım
burada bu kız üzgün.
Emre: Haklısın Can. Bu fotoğrafta bu kız ÜZGÜN
görünüyor. Neden üzgün olabilir?
Can: Belki çok sevdiği bir oyuncağı çalışmıyordur.
Emre: Evet, bu gerçekten üzülmek için yeterli
bir sebep. Onu tekrar mutlu etmek için ne yapabiliriz?
Can: Onunla
kendi oyuncaklarımızı paylaşabiliriz ya da belki birlikte resim yaparız. O
zaman mutlu hissedebilir.
Emre: Çok
güzel cevap verdin Can. Bakalım bu kartı bilecek misin?
Can: Bence
bu kız çok şaşırmış.
Emre: Harika, bunu da bildin. Bu kız çok
ŞAŞIRMIŞ. Onu ne bu kadar şaşırtmış olabilir.
Can: Belki sabah uyanınca pencereden dışarı
bakmıştır ve her yer bembeyaz karla kaplıdır.
Emre: Gerçekten öyle olsa ben de çok
şaşırırdım. Öyle değil mi Duru sabah bir de bakmışsın tüm yollar karla kaplı,
sen de şaşırırsın değil mi?
Duru: Evet!
Emre: Sıradaki
kartı bilebilecek misin bakalım Can.
Can: Bu kızın gözleri kapanıyor, bence çok
yorulmuş.
Emre: Yine bildin Can. Evet, bu fotoğrafta bu
kız çok Yorgun. Ne zaman böyle yorgun hissederiz?
Can: Akşam yemeğimizi yiyip, oyun
oynadıktan sonra böyle yorgun hissederim ben. Sonra da güzelce banyomu yapar,
kitap okur ve uyurum.
Emre: Öyleyse
diğer karta geçiyorum. Bu kartta kız nasıl hissediyor?
Can: Gözlerini kocaman kocaman açmış. Bence
bu kartta bu kız çok meraklı.
Emre: Haklısın Can. Neyi bu kadar merak etmiş
olabilir.
Can:
Postacının eve getirdiği paketten
ne çıkacağını merak etmiş olabilir.
Emre: Hahaha güzel buldun Can. Son iki kartım
kaldı, hazır mısın?
Can: Bu çok kolaymış. Bu kartta bu kız çok
kızgın ve sinirli.
Emre: Peki neden bu kadar sinirlenmiş sence?
Can: Başka bir çocuk oyuncaklarını almış
olabilir.
Emre: Evet, bu çocu çocuğu sinirlendirir.
Can: Bence hiç sinirlenmesin. Nasıl olsa o
oyuncak onun ve diğer çocuk bir süre oynadıktan sonra geri verecektir. Onun
oyunu bitene kadar kendine yeni bir oyun bulması en güzel çözüm bence.
Emre: Bugüne kadar bu oyunda senin kadar
başarılısını görmemiştim Can. Son soruyu da bilirsen oyunu tamamlamış
olacaksın. Bu da son kart.
Can: Bu fotoğrafta bu kız çok heyecanlı.
Emre: Onu ne bu kadar heyecanlandırmış olabilir
Can?
Can: Annesine aldığı hediyenin paketi açılırken heyecanlanmış olabilir.
Emre: Harikasın Can! Haydi hep beraber Can’ı
alkışlıyoruz. Ne dersiniz nasıl hissediyorsun oyununu Barış’la da oynayalım mı?
Can: Evet, evet oynayalım. Barış! Barış!
Barış:
Efendim, beni mi çağırdınız?
Emre: Evet Barış, bizimle bir oyun oynamak
ister misin?
Barış: Tabi, çok isterim. Nasıl oynayacağız?
Emre: Ben sana bazı durumlar söyleyeceğim, sen
o durumda nasıl hissettiğini bize söylemeden yüzünle göstereceksin. Başlıyorum.
Diyelim ki saklambaç oynuyorsunuz ve bir kapının arkasına saklandın. Selcan
seni ararken saklandığın odaya girdi. Nasıl hissedersin?
(Heyecanlı
bir ifade)
Can: Heyecanlı, heyecanlı.
Emre: Diyelim ki Duru senin için yaptığı resmi
sana hediye etti.
(Mutlu
bir ifade)
Can:
Şimdi de çok mutlu!
Emre: Birisi kalemle kitabını boyuyor.
(Sinirli
bir ifade)
Can: Ooo, çok kızmış.
Emre: Ding dong kapı çalınıyor ama kim geldi
bilmiyorsun?
(Meraklı
bir ifade)
Can: Şimdi de meraklı.
Emre: Elindeki balon kaçmış uçuyor.
(Üzgün
bir ifade)
Can: Üzülmüş...
Emre: İşte çalışıyorsun, bir de bakmışsın Duru
ve Selcan gelmiş.
(Şaşkın
bir ifade)
Can: Çok şaşırmış.
Emre: Bütün alışveriş poşetlerini eve kadar
taşımışsın.
(Yorgun
bir ifade)
Can: Şimdi de çok yorgun.
Emre:
Hahaha, harikasınız. Siz ne dersiniz
sevgili seyirciler, bugünkü oyunumuzu beğendiniz mi?
Duru: Evet!
Emre: Biz de çok eğlendik. Öyleyse bir sonraki
oyunda görüşmek üzere!
Can: Hoşçakalın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder