Duru kızım
biz ‘büyüdün, kocaman abla oldun’ desek de hala büyüdüğünde hatırlayamayacağın
yaşamının ilk 3 yıllık dönemi içindesin. Buna literatürde bebeklik amnezisi deniyormuş.
Ben de bugün öğrendim.
Eğer ki
hatırlasaydın, akşamları hayatının ilk sivil direnişi içinde pencere önünde
tevcereye kaşıkla vurarak annene eşlik ettiğini hatırlardın. Oradan koşup
ışıkları yakıp kapatan babandan nöbeti devraldığını hatırlardın.
31 Mayıs’ta
evde farklı bir hareketlilik olduğunu, annenle babanın ilk defa sana banyonu
bile yaptırmadan evden çıktığını hatırlardın.
Her akşam
seninle çocuk gibi oyunlar oynayan annenin durgunluğunu; bilgisayar ekranına
bakan tedirgin, kızgın ama bir yandan da umut dolu bakışlarını hatırlardın.
1
Haziran’da evimizin yakınındaki parka alışılmışın dışında bomboş sokaklardan
geçerek gittiğini; daha sonra babanın elinde toz maskesi gözünde deniz
gözlükleriyle uzaylı gibi ama bir o kadar da neşeli, bayram havasında gelişini;
annenin yüzündeki rahatlamış ifadeyi hatırlardın.
Çantaların
diplerinden çıkan yarım limonları, sirkeli bezleri, beyaz spreyleri, sokakta
üzerimizden geçen senin çok sevdiğin bizim pek sevmediğimiz helikopterleri ve evde tekrarladığımız Çarşı
tezahüratlarını hatırlardın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder