Tamam itiraf ediyoruz. Burada ya da instagramda
paylaştığımız, arada mesaj ile gönderdiğimiz
fotoğrafların bir çoğu yaptığımız anlık hilelerin eseri. ‘Fotoğraf
dediğiniz zaten anlık bir şey değil mi?’ Tamam öyle ama kendi fotoğraflarınızı
düşünün. Arkadaşlarınızla yemekte yüzünüzde kocaman bir gülümseme fotoğraf
çekilirsiniz. Çünkü keyiflisinizdir. Tamam hep öyle olmak zorunda değil, iş yerinde çok stresli bir
günde bir arkadaşınız fotoğrafınızı çekerken yine gülümsersiniz. Yalnız ne
kadar stresli de olsa fotoğraf çekiminden sonraki 2 dakika en azından o anın
hatrına yüzünüzdeki tebessümü korursunuz.
Anne babaların en büyük kabusu o andan sonra başlar işte. Yaklaşık bir dakika kadar sonra, makinelerden biri çekime hazır hale geldiğinde yalnız saniyeler önce zihninize kazınmış sahneyi yeniden kurmaya çalışırsınız. Ama o kadar zordur ki bu iş. Ancak bin türlü yaptığınız şebekliklerle bir anlık bir gülümseme yakalarsanız şanslısınızdır. Tabi yakalayana kadar da en az on poz çekmişsinizdir. O on resimde neler mi olur? İlk ikisinde ‘neden beni tekrar buraya bıraktınız’ anlamına gelen soru dolu bir ifade, üçüncüde ‘ben sıkıldım bu oyundan, gidiyorum’ kaçışı, üçüncüsünde anne-babadan birinin onu orada tek bir güzel resim için kalmaya ikna etme çabaları, dördüncüsünde güzel bir poz vermeden kurtulamayacağını anlayan kuzunun çaresizliği, beşincide herkesin çok beğendiği instagramda bol bol beğeni alan fotoğrafımız, altıncıda ‘acaba daha iyisini yakalar mıyım’ diye düşünen açgözlü fotoğrafçının nafile çabaları, yedincide magazin eklerinin meşhur ‘ne çekiyon kardeşim’ pozu, sekizincide sadece burun ve gözlerin sığacağı kadar yakın plan bir çekim ve dokuzla onda ortamdan kaçarak uzaklaşan modelin flu silueti... Gördüğünüz, beğendiğiniz, yorumlar bıraktığınız fotoğrafların çoğu o beşinci pozdur işte. Ne yapalım bu da bizim hilemiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder