Duru 1,5 yaşına gelmişti annesi işe geri döndüğünde.
Bir yandan ikisi içinde çok güzel bir dönem oldu, ama işte bu kadar alışınca
birbirlerine kariyere geri dönüş sancılı oluyor. Öyle ağlama krizleri veya
huysuzlukla göstermedi Duru tepkilerini. Önce uyku düzeni bozuldu bir iki
hafta. Sabaha kadar kesintisiz olan uykusu paramparça oldu. Zema gündüzleri de durgun
olduğunu, Gymboree’de bile eski hareketliliğinin olmadığını söylüyordu. Başka bir tepkisini kullandığı kelimelerle
göstermeye başladı. Annesi işe başlamadan önce çok sık kullandığı anne, baba ve
teyze sözcükleri birden teke düştü. Bizleri hatta yolda gördüğü yabancıları bile
çağırırken sadece ‘anne’ sözcüğünü kullanmaya başladı.
Üç ay geçti, Duru düzene alıştı, uykuları o tek uyanma
haricinde düzelmişti ki Selcan’a yeni,güzel bir iş teklifi geldi. Yeni işinde
ilk gününden işten bir saat kadar geç çıkınca durumun farkına vardı Selcan, üç
ay kadar yoğun ve stresli bir dönem bekliyordu onu. İnsan büyüyünce, daha
doğrusu olgunlaştıysa karşısındakinin duygusal gelgitlerini olabildiğince
absorbe ederek karşılık veriyor. Ama çocuk öyle değil ki, ayna gibi ne görürse
aynen geri yansıtıyor. Selcan’ın işe başlama dönemindeki telaşı ve stresi
Duru’yu yeniden o ilk işe başladığı haline döndürdü. Neredeyse Duru’nun eski
uyku saati olan 19.30’da eve ancak gelmeye başladı. Uyku saatlerini dokuza
hatta dokuz buçuklara öteledik. Sonra yine bölük pörçük geceler başladı...
Burada da ilk ayını doldurdu Selcan. Hem düzene alıştı,
hem de işe alışmasıyla birlikte stresi azaldı, ya da eve daha az yansıtmaya
başladı. Evde yeniden keyifli bıdığımıza kavuştuk. Haftasonundan beri çok
özlediğim ‘baba’ çığlıkları da geri geldi.